Devfest 2019 serüveninde bir sonraki adım Edirne oldu.
Geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen etkinlikte, Yapay Zeka’nın Temelleri konulu 1 saatlik bir sunum gerçekleştirme fırsatı buldum.
Öncelikle kibar davetleri için GDGEdirne ekibine teşekkür ederim.
Konu bir önceki etkinlikteki ile aynı da olsa bu kez dinleyici kitlesi tamamen üniversite öğrencisi ve büyük çoğunluğu mühendislik okuyan genç arkadaşlardan oluşuyordu. Hal böyle olunca sunumun dili de içeriği de biraz daha farklı oldu.
Edirne’ye ve Trakya Üniversitesi’ne ilk ziyaretimdi. Hem şehirden, hem üniversiteden hem de öğrenci arkadaşlarla vakit geçirmekten oldukça keyif duydum. Etkinlikte emeği geçen herkesin ellerine sağlık.
Paylaşmak istediğim bir önemli nokta, şimdiye kadarki sohbetlerimiz ve bana mesaj ya da mail ile ulaşan neredeyse tüm arkadaşların derdi/sorusu benzer. Kendi işini kurma hayali…
Her ne kadar objektif bir şekilde iyisini kötüsünü aktarmaya, görüş ve düşüncelerini etkilemeden bildiklerimi paylaşmaya çalışsam da sonrasında gelen sorular beni biraz ürkütüyor ne yalan söyleyeyim.
Pek çoğu kurumsal hayatta bir iş bulamayacağı düşüncesi ile kendi işini kurmayı hedefliyor. Bir kısmı ise çok iyi bir fikri olduğuna inanarak kendini geliştirmek yerine fikrine yatırım yapmaya niyetli.
Tüm duygusal devinimleri, korkuları/kaygıları ve toplumun dayattığı ezberleri bir kenara bırakalım.
İş bulmanın, yani bir işe alınmanın matematiksel karşılığını bir düşünelim.
Bir işletme, sizin deneyiminizi ve bilginizi kullanarak sizin üzerinizden size verdiğinden daha fazla (çok daha fazla) para kazanabiliyorsa, sizi işe alır.
Bu denklemde korkuyu tam olarak nereye koyuyoruz?
İşletme bulamama korkusu mu?
Yeterince deneyim ve bilgi sahibi olmama korkusu mu?
Aldığınız paradan daha fazlasını kazandıramama korkusu mu?
Hiç biri olduğunu sanmıyorum. Ama yine de teoriyi ispatlayalım.
İşletme bulamamak, bölgesel düşündüğünüzde bir problem olabilir. Ama güzel ülkemizin hiçbir yerinde sizi işe alacak bir işletmenin kalmamış olması ihtimali bana pek gerçekçi gelmiyor. Öyleyse ilk olarak göç etmekten, doyduğumuz yere yuva demekten korkmamak gerekiyor.
Yeterince deneyim ve bilgi sahibi değilseniz ve bir işletme bu yüzden sizi işe almayacaksa, bunun da çözümü basit. Deneyim ve bilgi edinmeye başlayın. Hap gibi söyleyince insanı kızdırıyor ama bunun bahanesi yok. Gözleriniz ağrıyana, dirsekleriniz nasır tutana kadar çalışmadan, maalesef bilgi ve deneyim edinmek mümkün değil. Eğer ki konu “ben böyle zora gelemem” ise, o zaman kendi işini kurmak bu yaklaşıma verilecek son reçete…
Aldığınız paradan daha fazlasını kazandıramama ise mevzu, bu da bir çalışanın kendisine dert edineceği bir konu değil. Eğer ki siz şirkete size verdiklerinden daha fazlasını kazandıramıyorsanız, bütün suç şirkettedir. İşi bilmiyordur, ürünü satamıyordur, sizin bilgi ve deneyiminizi ederine pazarlayamıyordur. O şirkette zaten çalışmayın.
Özetle bu konuda diyeceğim, denemeden peşin hükümlü olup sizden daha az hak edenlerin önünü böyle kolay açmayın. Özellikle iş hayatında oyun siz pes ettiğinizde bitiyor.
Bu kadar kolay pes etmeyin.
Bir başka etkinlikte daha mutlu ve umutlu görüşmek dileğiyle…